GERİDE BIRAKTIĞIM 17 YILIMIN EN GÜZEL FOTOĞRAFLARI ***
Bu gök kubbede bir hoş seda bırakmak adına, 50'sinden sonra planlı olarak bir tutkunun peşine düştük. Bu tutkunun adı; Bu toprakların çocuklarından bir Athletic Bilbao çıkarmak..
Pazartesi, 06 Mayıs 2024
Osmanlı Devleti 1299 yılında kurulmuştur. Kurucusu Osman Gazi'dir. Osman Gazi, 1281 yılında babası Ertuğrul Gazi vefat edince kayı boyunun başına geçer, henüz devlet olmamışlardır, Bizans'ın hemen bitişiğinde uç beyliği konumundadırlar.

O zamanlar Anadolu'da Mevlana, Hacı Bektaş-ı Veli gibi alimler yaşamaktadır. Bunlardan bir tanesi de ünlü Ahi şeyhi Şeyh Edebali'dir. Şeyh Edebali Osman Bey'in hocasıdır.

Osman Bey kayı boyunun başına geçince, Şeyh Edebali ona bir "Nasihatname" hazırlar. İnternet ortamında her yerde bulursunuz. Sonuna kadar okuyun lütfen. Ama sakin sakin okuyun. Okurken gözünüz ve aklınız başka yerlerde olmasın ki, anlayasınız!

"Nasihat" ın son cümlesi şöyledir > Bilesin ki; Atın iyisine doru, yiğidin iyisine deli derler. Buraya kadar sabırla ve derinlemesine okuyun.

Ama benim bu yazımı ilgilendiren kısmı "Nasihat" ın ilk cümlesidir ; Oğul, insan vardır, şafak vaktinde doğar, gün batarken ölür!

Benim anladığım şu; Oğul diyor, boş yaşama, dolu yaşa, hatta dopdolu yaşa ki ardından gelenler senin bıraktığın izi takip etsinler.

Nefes almak, yemek içmek, çiftleşmek, gezmek tozmak.. Bunun adı yaşamak değil yaş almaktır, yaşlanmaktır. Doğarsın, yaşarsın ve ölürsün NOKTA

"Gerçek" Yaşamak ise, bir tutkudur. İnsan için, insanoğlu olarak dünyaya düşmek bir ödüldür aslında..
(İnsanoğlu terimi benim değildir, dünya literatürü böyle; mankind diyorlar)

Allah diğer varlıklara kıyasla bize, sonsuz idrak kabiliyeti olan bir beyin vermiş.. Al sana Beyin, al sana Ruh, al sana Etle Kemik, al sana Arazi, al sana Su, al sana Hava, al sana şu, al sana bu.. İn aşağı, hepsini bul, keşfet, icat et, tepe tepe kullan ve Kendini Aş demiş.. İnsanoğlu olarak indiğin dünyada süren dolunca "İNSAN" olarak dünyanı değiştir, demiş..

Hep sorarım kendime, "hepimiz insanoğluyuz ama an itibariyle acaba yüzde kaç insanız?".

Herkesin bir biyolojik yaşı var ya.. ben mesela 69 yaşımdayım. Ama şu geldiğim an itibariyle "Yüzde kaç" insanım acaba?.. %30 mu? %40 mı? %35'te anlaşalım. "Nasihat"i yazan Şeyh Edebali 120 yaşında dünyasını değiştirdiğinde %80'lere ulaşmış mıdır acaba?

Keşfetmek, icat etmek, en azından bir şeyleri insanlığın yararına olacak şekilde değiştirmeye çalışmak.. İşte bunun adıdır Yaşamak.. Tutkuyla bağlandığı işin ardından koşarken, zamanın nasıl uçup gittiğini fark edemez insan.

Bitirmek üzere olduğum kitabın adı : Dünyaya Yön Veren En Etkin 100 İnsan - Michael H. Hart*** Bilmediğim bir sürü "İnsan" çıktı karşıma.. Her bilmediğim "İnsan" ayrı bir dünyaya açıyor pencerelerini..

Diğer okuduğum kitap ise; Yeteneğin Şifresi - Daniel Coyle ** > Hani benim bir türlü bulamadığım☹.. İnanmayacaksınız, kitapta verdiği şifrelerin hepsini yaptık ve yapıyoruz. Ama beceremiyoruz, be ce re mi yo ruuuzzz!!!!!

Demirciyiz biz.. Babadan demirci.. Çocukluğum demirhanelerin içinde geçti. Çocukların cam meşeleri olurdu, benim ise bozulan rulmanların içinden aldığım bilyelerden demir meşem olurdu. Vurdum mu kırardım, bu yüzden 2 cam meşeye 1 demir meşe verirdim. Sonradan bizim mahallede bir ara herkesin demir meşesi olmuştu, nam salmıştık Eşrefpaşa'nın diğer mahallelerine.. Demir meşeli mahalle.. Yıllar sonra o demir meşelerin, daha büyük bilyelerle oynanan Fransızların ünlü petank oyunu olduğunu öğrendiğimde çok hoşuma gitmişti.

Sıcak demircilik, madencilikten sonraki en zor meslek. Yani hayatım zorlukların ve belirsizliklerin içinde geçti. Sanayicilik.. 1974 ~ 2008.. Bu 34 yıl içinde çoğu ülke olarak, azı dünya olarak o kadar battık, çıktık ki.. Artık bu topraklarda yaşayanlar için "kriz", normal yaşanan bir süreç. Aslında çocuklarımıza bebeklik yaşlarından itibaren "kriz" kelimesini sıkıntılı bir süreci değil, normal bir süreci ifade ettiğini öğretmek gerek! Avrupa'da yaşayanların "vasat, monoton, heyecansız" yaşam tarzlarının pek cazip bir yaşam tarzı olmadığını öğretmek gerek! Avrupalılara falan özenmesinler yani..

Bunca zorluğun içinde 5-10 puan kazanmak adına, 50'sinden sonra "İnsanlık" yolunda bir tutkunun peşine düştük.
Bu toprakların çocuklarından bir Athletic Bilbao çıkarmak.. Athletic Bilbao efsanesini bu köşemde defalarca yazdım, bir daha yazmayacağım.

2007 yılının Ocak ayında başlamıştık "Yolculuğumuza".. 2012 yılında bir kesikliğe uğradık. Kulüp değiştirdik. Yetiştiricilikte 2 yılımıza mal oldu!.. Ama A Takımımız iki senede iki lig birden atladı. İronik bir durum!

2015'te akademimizi açtık, adına Altınordu Futbol Akademisi - kısaca ALFA dedik. 2015 - 2019 arası, 5 yıl yetiştiricilikte çok iyi gittik. 2015/16 sezonundan itibaren Akademi liglerinde 19 kupa alan Galatasaray'dan sonra, 16 kupa ile en fazla kupa alan ikinci takım Altınordu oldu. 8 Birincilik, 6 İkincilik, 2 Üçüncülük.

2016 ila 2024 arasında tam 82 Öz Kaynak Sporcumuz Genç Milli Takım forması giydi. 45'i aramızdan ayrıldı. Başta Çağlar Söyüncü ve Cengiz Ünder olmak üzere hepsi liglere dağıldılar. Ekmeklerine kılıç sallıyorlar, Allah hepsinin yolunu açık etsin.

2019'da ortaya çıkan Corona virüs dünyanın başına gerçekten bela oldu! Yetiştiricilikte yine 2 yılımıza mal oldu!.. Ama A takımımız az kalsın Süper Lig'e çıkıyordu. Bir ironik durum daha! Hayat hep ironik, ya sev ya terk et modunda!

Bizim yolumuz belli, biz diyoruz ki, parasız yoldan yavaş yavaş gideceğiz ama sağlam adımlarla gideceğiz. Ama kader bizi otobandan gitmeye zorluyor!.. Bunun "kader" mi, yoksa popülist çoğunluğun yarattığı bir metafor mu olduğuna okuyanlar karar versinler..

Hazır olmadan otobana çıkanların hali ortada iken, böylesi akıldışı isteklerin olması yine "insanoğlu" ile ilgili!..

Etin ne, budun ne?
* Parasız yoldan yavaş ama sağlam adımlarla hedefe ulaşmak mı?
* Yoksa yolda kalma, hatta devrilme ihtimalini göz ardı edip, otobana çıkmayı göze almak mı?
* "İnsanlık" puanı kazanmakla ilgili derin bir soru bu.. Sonuçta her koyun kendi bacağından asılmıyor, koskoca camialar yok olup gidiyor.

İşte bu halet-i ruhiye içerisinde geçen bir sezonu geride bıraktık. Sezonu 21 yaş ortalamasıyla ve %76 Öz Kaynak Sporcusu oynatarak ligi 12. sırada bitirdik.
Geriye doğru bakmak lazım, acaba yine bir ilki mi başardık?

**** Tam 17 yıl sonra hayallerim gerçek oldu ****
Geçen Cumartesi günü oynanan son Ankaraspor maçında sahaya çıkan "İlk 11"imizin tümü Öz Kaynak Sporcusu idi.
O gün benim düğünümdü. Her birine ortalama 8'er yıl emek verdiğimiz "Evlatlarımız" ile benim düğünüm..
O yüzden Altınordu armalı lacivert takım elbisemi, kırmızı-lacivert kravatımı giyerek stadyuma geldim.



Şimdi sizlere düğünümüzün evlatlarını bir bir tanıtmak istiyorum;
* Ayaktakiler (soldan sağa):
1. Mert Furkan Bayram : Kaleci. 19 yaşında. 10 yıldır birlikteyiz. Yani geldiğinde 10 yaşındaydı. 21 defa Milli.
2. Rahmi Salih Kaya : Savunma. 22 yaşında. 8 yıldır birlikteyiz. Geldiğinde 14 yaşındaydı. 28 defa Milli.
3. Metehan Yilmaz : Orta Saha. 24 yaşında. 13 yıldır birlikteyiz. Geldiğinde 11 yaşındaydı. 2 defa Milli.
4. Yusuf Acer : Savunma. 27 yaşında. 10 yıl birlikte olduk. Arada 4 sezon dolaştı, yuvaya "ağabey" olarak döndü. 7 defa Milli.
5. Sami Satılmış : Orta Saha : 20 yaşında. 6 yıldır birlikteyiz. 13 defa Milli.
6. İlkan Sever : Forvet : 20 yaşında. Geçen sezon Hollanda'dan geldi. Deniz Türüç'ün kardeşi.
* Oturanlar (soldan sağa):
7. Hasan Berat Kayalı : Savunma. 19 yaşında. 7 yıldır birlikteyiz. 26 defa Milli.
8. Mustafa Karaman : Forvet. Bize Galatasaray'dan geldi. 2 yıldır birlikteyiz. 8 defa Milli.
9. Ege Arslan : Orta Saha. 18 yaşında. 9 yıldır birlikteyiz. 9 yaşında Uşak'tan ailece geldiler.*** 11 defa Milli.
10. Yusuf Can Esendemir : Savunma. 23 yaşında. 10 yıldır birlikteyiz. 14 defa Milli.
11. Furkan Metin : Savunma. 22 yaşında. 11 yıldır birlikteyiz. 9 defa Milli.

"İlk 11"in sağına soluna kadrodaki diğer Öz Kaynak Sporcularımızı aldık, tekrar fotoğraf çektirdik. Tanıtmaya devam ediyorum;


* Eşofmanlı Ayaktakiler (soldan sağa):
12. Gökberk Efe : Forvet. 23 yaşında. 12 yıldır birlikteyiz. 2 defa Milli. Sakatlıklardan kurtulamadı maalesef!.. U15 seviyesinde 45 golle Gol Kralı olmuştu.. Yaşı henüz genç, inşallah bundan sonraki futbol yaşamında golcü hüviyetini tekrar kazanır.
13. Umut Keseci : Kaleci. 20 yaşında. 10 yıldır birlikteyiz. Öz Kaynak kalecilerimizin her biri birbirinden değerli.
14. Alperen Selvi : Savunma. 23 yaşında. 8 yıldır birlikteyiz.
15. Serhat Öztaşdelen : Kaleci. 21 yaşında. 10 yıldır birlikteyiz. 1 defa Milli.
16. Furkan Yöntem : Orta Saha. 19 yaşında. 9 yıldır birlikteyiz. 28 defa Milli. Bu sezonun en iyi çıkış yapan genç oyuncumuz idi, maalesef sakatlandı! Yeni sezonda hem bir yaş büyümüş hem oyun tecrübesi artmış, Türkiye gündemine oturan bir Furkan izleyeceğimize inanıyorum.
17. Arif Şimşir : Kaleci. 19 yaşında. 7 yıldır birlikteyiz. 13 defa Milli. Arif 1,95 boyuyla Avrupa kulüplerinin peşinden koşacağı bir geleceğe sahip.
* Eşofmanlı Oturanlar (soldan sağa):
18. Altar Han Hidayetoğlu : Forvet. 23 yaşında. 7 yıldır birlikteyiz. 4 defa Milli.
19. İlker Akar : Savunma. 20 yaşında. 6 yıldır birlikteyiz. 8 defa Milli.
20. Abdullah Soğucak : Forvet. 21 yaşında. 8 yıldır birlikteyiz. 32 defa Milli.

Analitik hafızaya sahip kişiler için aşağıya bir de excel tablo yaptım.



4 Mayıs 2024 en mutlu günlerimden biri olarak tarihe geçti.. Bu anımı sizlerle paylaşmak istedim.
Bu fotoğraflara emeği geçen, bugüne kadar benimle birlikte az veya çok çalışmış tüm teknik, destek ve idari personel kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum.

Bu sezonu namusumuzla tamamlamamızda önemli katkıları olan "ağabey" konumundaki transfer oyuncu kardeşlerime de çok teşekkür ediyorum. Özellikle Devrim ve Onur'a..

Bu yazımın ikinci bölümü var. Onu da inşallah gelecek hafta kaleme alacağım.

Kalın sağlıcakla,

Seyit Mehmet ÖZKAN
Altınordu FK Başkanı