ARMAMIZ, DAİMA GELECEĞİMİZ OLAN ÇOCUKLARIMIZ İÇİN VAR OLACAK
"Bugünün çocuğunu, yarının büyüğü olarak yetiştirmek hepimizin insanlık görevidir."
Pazartesi, 06 Şubat 2023
Çocuklarımıza Geleceğimiz gözüyle bakan Kıymetli Altınordu Ailesi merhaba,

Altınordu Ailesine 2015 yılında katılma şansı elde ettim. Öncesinde de 2006 yılından itibaren Değerli Altınordu Arması Yediemini Seyit Mehmet Özkan’ın bir diğer Aile firması olan Özkan Demir Çelik A.Ş.’de iş hayatına başladım.
İş hayatına giriş yaptığımda henüz 17 yaşındaydım ve geriye baktığımda küpten küreye* doğru ilerlemenin önemli adımlarından birini bu yaşımda attığıma inanıyorum.

* “Küp ile Küre” Mehmet Bey’in 29 Mart 2020 tarihli “AİLEMİN HİKAYESİ VE KÜP İLE KÜRE” yazısında alıntı yaptığı,tekrar tekrar okuduğum ve güç aldığım bir yazıdır. Herkese tekrar okumasını tavsiye ederim.

Bireyin kendi iç yolcuğuna ve gelişimine ışık tutacak olan yazıyı bir kenara bırakıp Dünya’da çocuklara verilen önemden ve çocuklarımızın geleceğimiz olduğundan birkaç anekdotu tarihleriyle bahsedelim…

Ebers Papirüsünden (M.Ö. 1550) günümüze kadar, çocuk sağlığı ve çocuk yetiştiriciliği konusunda pek çok şey söylendi ve yazıldı. Çocuklar isteklerini bize “Bir Dünya Bırakın Biz Çocuklara, Islanmış Olmasın Gözyaşlarıyla
(1979 UNICEF'in Dünya Çocuk Yılı için düzenlemiş olduğu yarışmada Birincilik Ödülü alan çocuk şarkısının sözleri, Adnan Çakmakçıoğlu tarafından yazılmıştır) diye ilettiler.

Atasözleri söylendi “Bu Dünya Bize Atalarımızdan Miras Kalmadı, Biz Onu Çocuklarımızdan Ödünç Aldık” (Çin Atasözü).
Bütün bu yazılan ve söylenenlere rağmen çocukların dünyasında bugüne kadar önemli bir değişiklik olmadı. Bunun nedenine kapitalizm mi dersiniz, yoksa dış güçler mi size bırakıyorum…

Dünya Sağlık Örgütü 1979 yılını çocuk yılı ilan etmişti. Gerçekten o yıl dünyanın her ülkesinde çocukların dünyanın geleceği olduğuna dair çok sayıda toplantı ve görüşmeler yapılmış, bu toplantılarda politikacılar, bilim adamları çocuk sağlığında ve yetiştiriciliğinde varılacak hedefleri parlak sözcüklerle belirlemişlerdi. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin Ulusal ve Uluslararası kaynaklarının çoğunluğu çocuklar için ayrılmıştı. Yıl sonunda geriye kalan ise en azından ülkemizde, birkaç tozlu park ile taslak halinde kalan kreş sisteminden ibaretti.

Aynı yıl Birleşmiş Milletler Genel Kurul Başkanı Indalecio Lievano Kurulu şu sözlerle açıyordu: “Öncelikle çocuğu ekonomik, kültürel ve sosyal gelişmenin odağı olarak görmemiz gerekmektedir. Çocuğun beslenmesi, hastalıklara karşı korunması, eğitim görmesi ve en önemlisi çocuk olma hakkının mutluluğa erişmesi ve yaşamının bu bölümünü yoksulluğa, ayrıcalığa ve genç yaşta ihtiyarlamaya maruz kalmadan geçinebilmesini sağlayacak bakım ve sevginin ondan esirgenmemesi konusunda ısrarlı olmalıyız. Bu hedefe varabilmek için ulusal ve uluslararası kaynakların daha büyük bir yüzdesinin sadece 1979 yılı içinde değil önümüzdeki yıllarda da çocuğun korunmasına ayrılmasını istemeliyiz. Endüstrileşmiş ülkeleri gelişmekte olan dünyanın çocuklarına daha çok yardım yapma yönünde uyarmalıyız. Bu uyarı sadece insancıl duygular için değil, aynı zamanda uluslararası barış ve güvenliği koruma açısından da çok önem taşımaktadır. Çocukları ihmal etmek demek aç, cahil ve kin dolu bir dünyada hiç kuşkusuz huzursuz ve şiddet eylemlerinin sık görüleceği toplumlar yaratacaktır.”

Tarihte biraz daha geriye gidelim…

26 Eylül 1924 – Cenevre - Milletler Cemiyeti (Cemiyet_i Akvam) çocukları koruma fonu 5. Genel Konsey toplantı kararları;
1. Çocuk bedensel ve ruhsal bakımdan doğal biçimde gelişmesine olanak sağlayacak koşullar içinde bulundurulmalıdır.
2. Acıkan çocuk beslenmeli, hasta çocuk tedavi edilmeli, fikren geri kalmış çocuk eğitilmeli, yoldan çıkmış çocuk yola getirilmeli, terk edilen çocuklar korunmalıdır.
3. Herhangi bir felaket anında öncelikle çocuğa yardım yapılmalıdır.
4. Çocuk hayatını kazanabilecek hale getirilmelidir ve her türlü istismara karşı korunmalıdır.
5. Çocuk yeteneklerini kardeşlerinin hizmetine adayacak bir ruh ve düşünce içinde yetiştirilmelidir.

Bu taslak “İnsan Hakları Evrensel Bildirilerine (1948), Çocuk Hakları Beyannamesi’ne (20 Kasım 1959), anayasalara (1960 anayasamız), Sosyal haklar yasalarına (18 Ekim 1961 Avrupa Sosyal Haklar Yasası) girerek değişik kalıplar şeklinde günümüze kadar ulaşmıştır. En son olarak da İnsan Hakları Evrensel Bildirgelerinde 1989 yılında 54 maddeden oluşan Çocuk Hakları Sözleşmesi imzaya açılmış ve 193 üye ülkenin 187 si tarafından onaylanmıştır.

Daha da öncesi,
1920 yılında Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk çocuklarla dünyanın geleceği arasındaki ilişkiyi görüp yurtta ve cihanda barış için alınacak önlemlere işaret etmek için 23 Nisan Ulusal Egemenliği Çocuk Bayramı ile taçlandırıyordu. İşte, 23 Nisan'ı çocuklara bayram olarak hediye eden Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ten; Çocuklar için söylenmiş birkaç değerli sözünü huzurlarına sunarak yazımı sonlandırmak isterim.

"Çocuklar geleceğimizin güvencesi, yaşama sevincimizdir. Bugünün çocuğunu, yarının büyüğü olarak yetiştirmek hepimizin insanlık görevidir.”

"Gelecek için hazırlanan vatan evlatlarına, hiçbir güçlük karşısında yılmayarak tam bir sabır ve metanetle çalışmalarını ve öğrenim gören çocuklarımızın ana ve babalarına da yavrularının öğreniminin tamamlanması için hiçbir fedakârlıktan çekinmemelerini tavsiye ederim."

"Türkiye Cumhuriyetinin, özellikle bugünkü gençliğine ve yetişmekte olan çocuklarına hitap ediyorum: Batı senden, Türk’ten çok geriydi. Manada, fikirde, tarihte bu böyleydi. Eğer bugün batı teknikte bir üstünlük gösteriyorsa, ey Türk Çocuğu, o kabahat da senin değil, senden öncekilerin affedilmez ihmalinin bir sonucudur. Şunu da söyleyeyim ki, çok zekisin!.. Bu belli. Fakat zekanı unut!.. Daima çalışkan ol!”

Altınordu FK, felsefesiyle ve sistemiyle daha güzel bir dünya için çocuklarımıza ve toplumumuza katkı sağlamaya devam edecektir…

Kalın Sağlıcakla.