KENDİNİ GERÇEKLEŞTİREN KEHANET
Çocuklarla ve gençlerle çalışma alanı, profesyoneller ya da eğitimciler için kariyer hedefine ulaşırken aşılması gereken bir mesafe, bir basamak değil, hedefin ta kendisi olmalıdır.
Pazartesi, 26 Aralık 2022
Merhaba.
Ben Alp Özar, Altınordu Futbol Akademisi Çocuk Oyuncu İzleme Birim Direktörüyüm.

1974 yılında İstanbul’da doğdum. Eskişehir Anadolu Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü mezunuyum. Minik yaşta Dikilitaş SK’da başlayan futbol yaşantımın sağlık sebepleri dolayısıyla çok kısa sürmesi, bu durumun futbola olan ilgimi daha da arttırması, henüz küçük yaşlarda her bulduğum futbol konulu yayını okumaya ve izlemeye başlamam belki de mesleğimin temellerini attı.

Futbol üzerine araştırma yazıları yazmaya başladıktan sonra dünyanın en büyük veri tabanına sahip futbol direktörlük oyunu Football Manager’in Türkiye resmi portalı olan Türksportal, köklü haber sitesi Ajansspor gibi internet yayın merkezleriyle araştırma yazıları paylaştım. İzmir Yenigün Gazetesi için 2006 Dünya Kupası yazıları yazdım. İzmir TV’de 2006 Dünya Kupası süresince konuk yorumcu oldum. İzmir Biz TV’de Tarafsız Saha ve Kanal 35’de Transfer Penceresi programlarında yaklaşık bir yıl boyunca konuk yorumcu olarak yer aldım. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yayın organlarından İBB Durak Bülten için futbol üzerine araştırma yazıları yazdım. 2008 – 2010 yılları arasında Profesör Doktor Mustafa Ferit Acar’ın Sportif Direktörlüğü döneminde Karşıyaka SK Futbol Akademisi İdari Biriminde, 2010 – 2012 yılları arasında Ali Gültiken’in Sportif Direktörlüğünde Göztepe SK Profesyonel Takım Oyuncu İzleme Biriminde görev aldım. Dokuz yılı aşkın zamandır Başkanımız Seyit Mehmet Özkan liderliğinde Altınordu FK ailesindeyim.

İsmi çocuklarla özdeşleşmiş bu büyük organizasyonun bir çalışanı olmaktan gurur ve mutluluk duyduğumu belirtmek isterim. 2013 Şubat’ından bu yana görev aldığım Akademi Oyuncu İzleme Birimi’nde en başından bu yana çocuk gelişimine, eğitime, araştırmaya ve okumaya önem veren ekip arkadaşlarımla birlikte çalıştık, çalışıyoruz.
6 kişilik birimimiz, Altınordu Futbol Okulları (AFO) dahil olmak üzere Türkiye’nin tamamına yakınını tarar, 7 yaşından 17 yaşına doğal yetenekli, yüksek potansiyelli çocuklara ve gençlere ulaşmaya çalışır. Meslek yaşantım boyunca edindiğim deneyimler, gözlemlerim ve okuduğum pek çok kaynak gösterdi ki, çocuk gelişimi ve eğitimi üzerine ilgiyle, keyifle çalışabilmek, gözlem yapabilmek, araştırmak, teori ve uygulama geliştirmek için bu alanda çalışmayı ve gelişmeyi kariyer hedefi haline getirmek gerekir.

Çocuklarla ve gençlerle çalışma alanı, profesyoneller ya da eğitimciler için kariyer hedefine ulaşırken aşılması gereken bir mesafe, bir basamak değil, hedefin ta kendisi olmalıdır. Yüksek konsantrasyon, yüksek öğrenme gayreti, gözlemleyici, sorgulayıcı ve keşfedici kişiliğin ortaya konması, benzer deneyimlerle ve geçmişle bağlantı kurabilecek argümanların oluşması adına bunu gereklilik olarak görüyorum.

Algı - bellek gelişiminin en önemli dönemlerini içeren çocukluk ve ergenlik evrelerinde eğitimcinin, ebeveynin ya da uzmanın bireyle kurduğu bağ ve iletişim kalitesi yeteneklerin beceriye dönüştürülme sürecini ivmelendirir, kolaylaştırır, sürece ışık tutar. Bizlerin peşine düştüğü doğal yetenekli çocukların pürüzsüzce ortaya çıkması da tam olarak buna bağlıdır.

Yeteneğin açığa çıkarılışında, gelişiminde, potansiyelin gerçekleştirilme sürecinde çevrenin, ebeveynlerin ve eğitimcilerin yarattığı “Pygmalion Etkisi” yadsınamaz. “Beklenti Etkisi” olarak da bilinen kendini gerçekleştiren kehanete göre “kişi kendinden beklenenler yönünde gelişim gösterir.” (Sosyal Psikoloji’ye Robert Merton tarafından dahil edilen ifadenin eğitim terminolojisinde ilk olarak 1968 yılında Alman Psikolog Robert Rosenthal tarafından kullanıldığı bilinir.)
Öğrenciler, üstün yetenekli öğrenciler ve sporcular, potansiyellerinin gücüne inanılması durumunda, kendilerinden beklenenlerin pozitif ve yüksek olması durumunda, buna bağlı olarak oluşan güven ve inancı hissederek beklentilere cevap vermeye başlar. Potansiyelin açığa çıkarılma süreci, öğrenme süreci ve yeteneğin beceriye dönüştürülme süreci hızlanır. Bu durum doğal yeteneğin ortaya çıkışına ya da yükselişine zemin hazırlar.

Bunun tam tersi “Golem Etkisi” olarak bilinir ki, yetenek grupları için yıkıcı etkisi vardır. Kendisinden beklentilerin zayıf olması, potansiyelinin zayıf olduğuna inanılması durumunda, ebeveyn ve eğitimcilerin tereddüt durumlarında çocuk ya da genç yetenek bunu hisseder ve beklentiler seviyesine doğru düşüş başlar.
Bu bilgiler ışığında görünen odur ki, Pygmalion Etkisi ve Golem Etkisi yeteneğin kaderini belirler. Bizler, evlatlarımızın ve öğrencilerimizin potansiyellerine inandığımızı kendilerine hissettirirsek, onlara güven verirsek kendini gerçekleştiren kehanet yetenek gelişiminin yolunu açacaktır.
Güzel bir hafta dilerim.