YAŞAM KADININ EMEĞİ İLE HAYAT BULUYOR
Kadın, yaşamın güzelliği, insanlığın savunucusu, kötülüklerin belası, geleceğin umududur!..
Pazartesi, 06 Mart 2023
Merhaba,
Ben Fehime Altınbaş.

Altınordu Mağaza Müdürü olarak 2018 yılında Altınordu Ailesi’ne katıldım. 2001-2017 yılları arasında Özkan Demir Çelik San. A.Ş.’de çalıştım.

Bu yazımı bu haftanın önemini anlatan “8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne hitaben bir yazı hazırlayarak paylaşmak istiyorum.

Toplumun sağlam temeller üzerinde inşa edilmesinde ve sağlıklı gelişim göstermesinde kadın önemli bir değere sahiptir. Kadın emeği, sadece aileyi var etmiyor, çocuklarını, eşini, kardeşlerini ya da ebeveynlerini yaşatmıyor, dünyanın dönüşüne de geleceğin oluşumuna da katkı sunuyor. Kadın aileden başlayarak olumlu yönde sarfettikleri güçleri, destek hizmetleri, bitmeyen sinerjileri, motive edici davranışları ve eylemleri ile hayata ciddi katkılar sağlamaktadır.

Kadın, yaşamın güzelliği, insanlığın savunucusu, kötülüklerin belası,
geleceğin umududur!..

Kadın, üreten, çoğaltan, hayat verdiği insana saygı duyan, sevgi dağıtan, hakkı, hukuk bilen, adaleti oluşturan koca bir evrendir!..

Kadın, topluma yol gösteren, omuz veren, gelişmesi ve değişmesini sağlayan
doğru bir pusuladır!.. Kadın sömürüye isyan eden, haksızlığa başkaldıran yaman bir güçtür!

Kısaca kadın hepimizin varlık nedenidir!..

Tarih boyunca özellikle Türk kadını kendini göstermiş ve kanıtlamıştır. Orta Asya'da kurulan ilk Türk devletlerinde devlet yönetiminde, hakanların yanında “HATUN” adı verilen eşleri de söz sahibi olması nedeniyle önemli bir yere sahipti. Kadınlar ata binip ok atar, savaşlara katılırlardı. Ayrıca tarihin her döneminde erkekler ile omuz omuza verip, hayatın her aşamasında görev alan Türk kadını Milli Mücadele döneminde sergilediği özverili ve vatansever tutumuyla destanlaşmıştır. 93 Harbinde Ruslarla mücadele eden Nene Hatun ile başlayan Türk kadınının memleketi düşmanlardan kurtarma azmi Millî Mücadele'de had safhaya ulaşmıştır. Kurtuluş Savaşının bütün cephelerinde aktif rol oynayan kadınlarımız cesareti ve fedakârlığıyla adını tarihe yazdırmıştır. Yine bu dönemde erkeği cepheye giden Türk Kadını, çocuğunu yetiştirmiş ve evinin geçimini sağlamıştır. Hatta silâh ve cephane taşıyarak savaşa katılmıştır. Bu davranışı ile Türk Kadını, Türk toplumundaki önemli yerini bir defa daha ispat etmiştir.

Türk kadınının bu durumunu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk şu sözü en güzel şekilde ifade eder: "... Dünyada hiçbir milletin kadını, ben, Anadolu kadınından daha fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte, Anadolu Kadını kadar gayret gösterdim diyemez".

Ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk, kadının erkekle birlikte öğrenim yapması, sosyal, kültürel ve ekonomik hayatta onlarla birlikte görev alması görüşünü benimsemiş ve savunmuştur. Türk kadını aile kurma, eğitim yapma ve istediği mesleği seçme hak ve özgürlüğü gibi sosyal haklar kazanmış ve güçlü ilerlemesini bu haklarla desteklemiş toplumdaki yerini ileriye taşımaya başlamıştır.

Cumhuriyet döneminde Medenî kanun ile kazanılan haklardan sonra Türk kadınına yönetimde görev alabilmesini sağlayan siyasî haklar 1930'dan itibaren verilmeye başlandı. Önce 1930'da kadınlara belediye seçimlerine katılma hakkı tanındı. Türk kadını, 1933'te muhtarlık seçimlerine katılma hakkına kavuştu. Türk kadını, 1934'te yapılan anayasa değişikliği ile Avrupa ülkelerinin birçoğundan önce, milletvekili seçme ve seçilme hakkını kazandı. Böylece, Türk kadını, modern Türk toplumunda lâyık olduğu yeri tam olarak
aldı.

Tarih boyunca verilen mücadeleler toplumun gelişmesi ve kalkınmasında kadının gücü ve değerinin farkındalığı ile sağlanabileceğini göstermiştir. Bizler de bu noktada Altınordu ailesi olarak Altınordu Arması Yediemini Seyit Mehmet Özkan öncülüğünde bu bilinç ve farkındalıkla toplumsal anlamda kadınlarımızı her alanda eşit birer partner olarak kabul görüyor ve çalışmalarımızı omuz omuza sürdürmeye devam ediyoruz.

Sevgi ve saygılarımla,